KAYSERİ KORAMAZ VADİSİ UNESCO LİSTESİNDE

KORAMAZ VADİSİ HARİTASI

Görsel
Navigasyon
Gps
Poi

Koramaz Vadisi Waypoint

  1. Başlangıç
  2. Harita
  3. Bağpınar tarihi taş köprü
  4. Çeşme
  5. Yön levhası
  6. Dar sokak
  7. Çeşme ve kavşak
  8. Panagia kilisesi özel mülk
  9. Eski evler
  10. Koramaz kafe
  11. Mantar levhası
  12. Yön levhası
  13. Mantar levhası
  14. Tarihi harabeler ve kaya kiliseler
  15. Tarihi harabeler 2
  16. Yağ varilinden çöp tekenekesi
  17. Böcekler levhası
  18. Seten
  19. Ağırnas giriş
  20. Ağırnas merkez
  21. Mimar Sinan ın evi
  22. Agios propokios kilisesi
  23. Yeraltı şehri
  24. Finish
Teknik

Koramaz Vadisi Teknik Veriler

  • Uzunluk 10,2 km
  • Süre 5h31m
  • Min. Rakım 1100 m
  • Max. Rakım 1291m
  • Yükselme +271m
  • Alçalma -107m
  • Ortalama eğim -4,6 derece
  • Ortalama eğim +5,1 derece
  • Zorluk derecesi 1 kolay
  • Ekipman Rahat kıyafetler, herkes yürüyebilir

Kayseri il sınırları içerisinde bulunan ve tarihi 2000 yıl öncesine dayanan Koramaz vadisi 2020 yılı Mayıs ayı içerisinde Unesco’nun dünya mirası geçici listesine alınmış. Bu bilgiyi edindiğimde Koramaz vadisinde yürüyüş yapmak için çok heyecanlandım. 2014 Yılında Kayseri Büyük Şehir Belediyesi ve OBRUK mağara araştırma grubu kafa kafaya verip Kayseri bölgesinin yeraltı zenginliklerinin envanterini çıkarmak için protokol imzalıyorlar. 5-6 yıl süren çalışma neticesinde ortaya hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir tablo ortaya çıkıyor. Elde edilen verilere göre 442 kaya oyması yapı, 46 kilise ve 6 adet yeraltı şehri zenginliği tesbit ediliyor. Ortaya çıkan bu zenginlik herkesi heyecanlandırıyor. Öyleki Türkiyenin en uzun yeraltışehri olan Bürüngüz yeraltı şehri’de 1273 metrelik uzunluğuyla Envantere giriyor.

Kayseri ilinin 30 kilometre Doğusunda bulunan Koramaz vadisi, Bağpınar, Vekse, Turan, Ağırnas, Bürüngüz beldelerini kapsayan,Tabanından küçük bir akarsu akışından kaynaklı, etrafı yüksek yamaçlarça çevrilmiş ve içeride oluşan iklimlenme nedeniyle içanadolu bölgesinin iklimine has olmayan yemyemil bir vaha’yı andırıyor. Çoğunluğu Koramaz vadisi etrafında bulunan belde sakinlerinin bahçelikleri ile çevrilmiş vadide ceviz ağaçlarının yoğun olduğunu söyleyebiliriz.

Koramaz vadisiyle ilgili yapılan envanter çalışmaları ve tarihin kokusunu almak için Koramaz vadisi içerisinde yürüyüş yapıp görebileceğimiz zenginlikleri yerlerinde keşfetmek amacıyla 10 Ekim 2021 günü Kapadokya doğa yürüyüşçüleri ekibinden 24 doğa sever katılımcıyla Koramaz vadisi içerisinde trekking faaliyeti gerçekleştirdik.

Dorusunu söylemek gerekirse Koramaz vadisine gitmeden önce epey heyecanlanmıştım. Çünkü vadi içerisinde yürüyüş rotası güzergahında bahsi geçen tarihi yapıları görebileceğimi ümit ediyordum. Yola çıkmadan önce yaptığım bazı ön hazırlıklarda harita üzerinde birkaç önemli noktanın koordinatlarını tesbit edip gezi esnasında önemli gördüğüm yerleri kaçırmamak için Gps cihazından hedef tanımlaması yapıp ilgili koordinatlara yönlendirme sağladım. Bunlardan ilki Koramaz vadisinin sınırları içerisinde bulunan Vekse deki panagia Kilisesiydi. Gps cihazının yönlendirmesi ile ilgili koordinata ulaştığımda karşıma özel mülkiyet sınırlarında bakımsız etrafı bahçe duvarlarıyla çevrilmiş, gezip görmeye uygun olmayan kapısı kilitli ve kaderine terkedilmiş bir kilise vardı. İçerisine girilmese de bahçe duvarının dışından birkaç fotografını çektikten sonra, Vekse nin dar sokaklarında bulunantarihi 1800 lü yıllara dayanan eski evlerin fotograflarını çektim. Eski evlerin içlerinde yaşam olmadığını düşünüyorum. Neredeyse tamamına yakın kısmı virane olmuş durumda, Bazıları yüzyıllara meydan okumuş ve halen ayakta kalmayı başarmış. Ancak bakımsızlık şartları o binaları daha ne kadar yıkılmadan ayakta tutar orasını tahmin etmesi hiç zor değil.

Vekse’nin dar sokaklarında biraz gezindikten sonra tekrar Koramaz vadisi içerisindeki yürüyüşümüze devam ettik. Vadinin uzunluğu 12 Kilometre civarında bahsi geçse de yukarıda paylaştığım haritadaki iz kayıtlarının uzunluğu 10km civarında. Bu uzunluğa Vekse sokakları ve Ağırnas beldesi içerisinde yaptığımız yürüyüşler ve gezintilerde dahil. Vadi boyunca ilerlediğimizde vadi içerisinde görmeyi ümit ettiğim tarihi kalındıları görememek beni biraz üzdü düyebilirim. Çünkü yürüyüş rotası içerisinde görmeyi düşünüyordum. Aklımdaki Koramaz vadisi ile gerçekleştirdiğim yürüyüş arasında oldukça farklılıklar vardı.

Öncelikle trekking doğa yürüyüşü denildiğinde aklıma ilk gelen şey Patika yoldur. Bu sitenin ismini alan Patika yol halk deyimiyle keçi yolu. Araç girmeyen sade canlıların yürüyerek gerçekleştirdiği izlerin olduğu yola veriyoruz Patika ismini. Malesef Patika yolun olmayışı kocaman bir hüsran oluşmasına neden oldu. Vadi etrafını beldelerin oluşturması ve belde sakinlerinin vadi tabanındaki bağlık ve bahçelik arazilerine gitmek için kullandığı stabilize yolun var oluşu trekking yapan, doğa yürüyüşü yapmayı seven kişilerin hiçbir zaman sevmeyeceği sevemeyeceği modern hayatın getirdiği yenilikler koramaz vadisine de uğramıştı. Sevemedim çünkü Asvalt kıvamında setleşmiş stabilize yolda yürümek özellikle 10 kilometre yürümek ayak sağlığı açısından hiç doğru değil. Yumuşak patika yolda 20 kilometre yürürsünüz ayağınızı bastığınız yer çok hafif tabana çöker ve bu durum ayak bileğinizdeki baskıyı absorbe eder. Fakat asfalt yolda ve sertleşmiş stabilize yollarda yürüdüğünüz her kilometre de ayağınızdaki o sarsıntıyı hissedersiniz. Yani sert zeninli yollarda yürümek her zaman daha zordur. Ve keyifsizdir. Açıkçası koramaz vadisi içerisinde Ağırnastan başlayıp, Bağpınara kadar stabilize yol olduğunu ve bu yolun belde sakinleri tarafından kullanıldığını bilmiyordum.

İşin en keyifsiz yanıysa, 15 yıldır gerçekleştirdiğim doğa yürüyüşlerinin hiçbirisinde koramaz vadisi içerisinde kirlendiğim kadar kirlendiğimi hatırlamıyorum. Çünkü Koramaz vadisinin tarihi 2000 yıl öncesine dayanıyor olsa da günümüzde modern hayatın tüm imkanları vadi içerisine ulaşmış durumda. Çevre kirliliğinde en büyük paya sahip olan fosil yakıt araçların koramaz vadisi içerisinde her 5 dakikada bir karşımıza çıkıyor oluşu ve ardında bıraktığı toz bulutu. Ne demek istediğimi umarım anlatabilmişimdir.

Toprak yolda 10 kilometre mesafe kat edeceksiniz ve karşınıza her 5 dakikada bir fosil yakıt araç çıkıcak ve yanı başınızdan geçip etrafı toz dumana katıcak. Vadi bitene kadar kaç araçla karşılaştığımı inanın sayamadım saysam da sıkılırdım ardı arkası kesilmiyor. Netice olarak Bağpınar beldesinden başlayıp yukarı eğim gerçekleştirerek Ağırnas beldesine ulaştığımızda gözlerimin kulaklarımın burnumun içi tamamen toz dolmuştu.

Her doğa yürüyüşçüsünün kuralları vardır. Özellikle ekipmanını uzun yıllar kullanabilmesi için düzenli kullanmalı bakımlarını düzgün yapmalı doğa şartlarından korumalı. Benimde kendime has kurallarım var. Ancak o kurallarımın içerisinde hiçbir zaman yürüyüş gerçekleştirdiğimde sırt çantamın yıkanması konusu olmadı olmuyordu. Malesef Koramaz vadisi bu konuda sınıfta kaldı. Toz toprak bakımsız araç trafiğine açılmış ve yöre halkının mecburiyetten kullandığı bir yol boyunca uzanan vadi.

Eve dönüşümde yanımda götürdüğüm bütün ekipmanları sırt çantası dahil ayakkabılarım dahil çamaşır makinasına atmak zorunda kaldım. Tahmin edilemeyecek kadar toz toprak içerisindeydim.

Etkinlik öncesinde gerçekleştirdiğim araştırmalar heyecan uyandırmışken, etkinlik sonrasında birdaha Koramaz vadisine asla gitmem dedirtecek duruma gelmemdeki en önemli konu vadi içerisindeki araç trafiği ve tozlu ortam. Unesco dünya mirası geçici listesine alınacak kadar özel olduğu düşünülen bir vadinin yürüyüş rotası olarak lanse edilmesi halinde yürüyüşçülerin bazı beklentileri oluyor. Benim olduğu gibi. O beklentilerimin hiçbirisini karşılayamadı. İlgili belediyelerin ilgili yetkililerin bu konuyla kim ilgileniyorsa konuya el atmaları ve Koramaz vadisinin içerisini o toz bulutundan kurtarmaları şart. Düşünsenize bir sabah pazar ailenizle uyanıyorsunuz kahvaltı yapıyorsunuz ve tertemiz hava almak için yürüyüşe çıkıyorsunuz. Temiz hava alalım derken egzos dumanı ve araçların neden olduğu tozla karşı karşıya kalıp temiz hava almak bir yana eve döndüğünüzde leş gibi eliniz ayağınız burnunuz gözleriniz kulaklarınız heryanınız toz pislik içerisinde kalıyor. Ve biz buna temiz hava almak için doğa yürüyüşü yaptık diyoruz.

Yazdıklarımı okuyan bazıları çok abartıyorsun diyeceklerdir eminim. 15 yıldır dağda bayırda arazide patikalarda yürüyorum. Hayatımda hiçbir doğa yürüyüşünde bu kadar kirlenmedim. İnanın abartmıyorum.

Koramaz vadisinin üzücü yanları kadar güzel yanlarıda elbette var. Öncelikle etrafınız yemyeşil ağaçlarla çevrili asırlık ceviz ağaçları üzüm bağları ve iç anadolu iklimine uyan ağaçlarla çevrili. Sonbahar mevsiminin getirdiği güzelliklerden birisi de sararan yaprakların ortaya renk cümbüşü çıkarıyor oluşuydu.

Bağpınar beldesinden hareketle Ağırnas’a kadar uzanan Koramaz vadisinin son kısmında Ağırnasa 1km kala Vadinin sol tarafında uzanan kayalıkların olduğu bölgede Tarihi eski harabelere rastladık. Belkide bu yürüyüşün en keyifli yeri burasıydı. Sıradan düz yürüyüşün yerini nisbeten aksiyon ve zorlu patikalardan oluşan kısa bir etap almıştı. Tarihi harabelerin olduğu bölgede onlarca eski tarihlere dayanan yaşam alanları, hayvan barınma yerleri ve 4-5 adet yıkık dökük hale gelmiş içerisinde çok az miktarda haç işareti kalmış kiliseler de vardı. Malesef bu bölge hazine veya define arayıcıları artık nasıl isimlendiriliyorlar bilmiyorum. Tamamen harap edilmiş kazılmış ve heryer talan edilimiş tarih yok edilmiş durumda içler acısı bir haldeydiler.

Ağırnas beldesine geldiğimizde epeyce yorulduğumuzu hissetmiş olmalıyızki, kana kana su içme fırsatı elde ettik.

Mimar Sinan’ın evi Ağırnas beldesi sınırları içerisinde bulunuyor. Orayı ziyaret ettik. Ağırnas beldesi içerisindeki Çok büyük olmasa da küçük bir yeraltı şehri mevcut, isteyen ziyaretçiler gezip görebilirler.

Yine Ağırnas beldesi içerisinde görmek için hazırlık aşamasında gps koordinatlarını aldığı Agios Propokios kilisesini görmek istemiştim. Malesef gittiğimizde kapıları kapalıydı.Günün her saati mi kapalı yoksa belirli zamanlarda turistler için açık tutuluyormu hiçbir fikrim yok. Etrafında konuyla ilgili hiçbir bildirim levhası yoktu. 1857 yılında tamamlanan Agios propokios kilisesi ve vadi içerisinde gerçekleştirdiğimiz yürüyüş esnasında çektiğimiz fotografları sayfanın üstündeki Görseller sekmesine ekliyorum.

Vadiyi gezmek görmek isteyen doğa severler umarım vadiyi severler, Ben sevdiğimi söyleyemeyeceğim.